gece yarısı test çalışması maalesef beklediğim gibi gitmedi. vhf de yine bir istasyon yakaladım ama malesef rx çok iyi değildi.
hazırlıksız idim. daha doğrusu kendimce hazırlık yapmıştım. bu sefer yanıma defter kalem ve telefonumu almıştım. çatıya tırmandım. bir elimde anten diğer elimde cihazım başladım çağrı atmaya.
bir istasyon çağrıma karşılık verdi.
cb telsizden kalma bazı alışkanlıklarım var. mesela çağrı kotları. çağrı kotu kartal, kafkas , savaşcı, gibi isimler olunca algımızda bu doğrultuda çalışıyor. çağrı işaretini algılamakta zorlanıyorum. bir kaç kez duyduktan sonra bana bişiler ifade etmeye başlıyor. bunun da etkisi ile ikinci denememde de bana yardımcı olan karşı istasyonun çağrı adını daha defte yazamadan unuttum.
aslında unutmazdım. ama acemiliğin verdiği heyecan var. ışık yok. karanlıkta ilk önce sağ eldeki cihazı antenin yanına sol ele paylaştırırken, bir yandan kalemi aramaya başladım. bulamayınca cep telefonunu çıkartıp ışık açdım. :) derken kaleme kavuştuk. ama bu arada sayıkladığım karşı çağrı işaretini unuttum.
sesim yine anlaşılır ulaştı ama benim rx zayıf geldi. vhf testimizi bir şekilde yaptıktan sonra uhf de simplex olarak konuşmak üzere frekans kararlaştırdık.
uhf ye cihazımı ayarlayana kadar epey zaman geçti. cihazın menusunu tam hakim değilim. ayarları yaptıktan sonra uhf de karşı istasyonun sesi çok net geldi. ama benim çağrımı duymadı. sanırım ton da bir hatam oldu yada ofset değerini sıfırlamadım.
derken son kat komşum bana seslendi. uyumayı düşünmüyor musun diye. ;) sesim çocuğu uyandırmış. derken teçhizatı topladım ayrıldım.